Ebu Eyyub Ensari Hazretlerinin Menakibi Ve Tercümei Hali

KİTABA DAİR

— Yayınevi

  • EBU EYYUBU ENSARİ
    Hz. Lerinin Menakib ve Tercümei hali

     

    Müellifi:
    Hafız Hacı Osman AKFIRAT

     

    Ahmed Said Matbaası
    İstanbul 1959

  •  Yayınevi

    EBU EYYUB ENSARİ HAZRETLERİNİN MENAKİBİ VE TERCÜMEİ HALİ

    — Ebu Eyyub Ensari Hazretleri

  • (metin 24)

  • İstanbul’un ve cümle Müslümanların medarı iftiharı olan Ebu Eyyub Ensari hazretlerinin kim olduğunu herkes sorar. Milletin kemali tazimine mazhar olan bu zatın tercümei halinin bilinmemesi maalesef acayip bir şeydir.

  • Eyyub Ensari Hazretleri Peygamberin büyük esbabından ve müinlerinden kıymetli bir zatı muhteremdir. Büyüklüğü bir cihetten değil belki birçok cihetlerdendir. Ezcümle ensari kiramın eşrafından ve cenabı Peygamberin mihmandarı, yani Cenabı Peygamber Mekke-i Mükerreme’den mecburiyet iktizası Medine-i Münevvere’ye hicret edince altı ay kadar Ebu Eyyub Hazretlerine misafir olmuşlardır. Cenabı Peygambere her türlü fedakârlığı ve hizmeti yapmıştır. Ailesi Ümmü Eyyub aynı hizmette bulunmuştur.

  • Ebu Eyyub Ensari Hazretlerinin diğer büyüklüğü Ehli Akabe’den ve Ehli Bedir’den olmasıdır.

    Ehli Akabe demek, Cenabı Peygamberi düşmanların ellerinden kurtarmak için Mekke-i Mükerreme’de biat edenler, yani el tutanlar, Akabe denilen yerde yani hacıların kurban kestikleri Mina’da, Cenabı Peygamberi her türlü düşmanların ellerinden can ve malları ile kurtaracaklarını taahhüt ettiler. Onun için onlara Ehli Akabe denir. Ebu Eyyub Ensari Hazretleri onlardan biridir.

    Ehli Bedir demek, Dini İslam’ın en şanlı birinci muharebesinde Cenabı Peygamberin en büyük düşmanlarını Bedir denilen yerde hezimete uğratan ve cümle rüesalarını öldüren ordu demektir. Ebu Eyyub Hazretleri de onlardan biridir.

  • Cenabı Peygamber Sa. Aleyhi Vessellem efendimiz:
    «Benim ashabımdan biri bir memlekette vefat ederse cennete girerken o memleketin ahalisinin önüne düşer, rehber olur cennete götürür» buyurdular.

  • Cenabı Peygamber S.A.V. efendimiz:
    «İstanbul’u en evvel muhasara eden Müslümanların ordusu mağfiret olunurlar» buyurmuştur. Ebu Eyyub Ensari Hazretleri bu hadisi şerifi bildiklerinden bu orduya iltihak etmiştir.

  • Ebu Eyyub Ensari Hazretlerinin neseb silsilesi bu türlüdür:

    Adı Halid, Pederinin adı Zeyid, evladının adı Eyyub onun için soy adı Ebu Eyyub kalmıştır, Eyyub’un pederi demektir. Ailesinin soy adı Ümmü Eyyub’dur, Eyyub’un validesi demektir.

    Halid Zeyd’in oğlu, Zeyid küçük Salebe’nin oğlu, Salebe Küleyb’in oğlu, Büyük Salebe’nin oğlu, Abdi Avf’ın oğlu, Ganem’in oğlu, Malik’in oğlu, Neccar’ın oğlu.
    (Neccar Ensari kiramdan büyük bir kabilenin atası sayılır. Zürriyetine beni Neccar derler)

    Neccar Salebe’nin oğlu, Amr’in oğlu, Hazrec’in oğlu.
    (Hazrec Ensarı kiramın iki kabileden ibaret olan en büyük kabiledir. Diğeri Evis kabilesidir. Evis ile Hazrec iki kardeşlerdir. Ensarı kiramın çoğu bu iki kardeşin evlâtlarıdır. (120) sene birbirleri ile şiddetli muharebelerde bulunarak birbirlerini mahvetmişlerdir. İslâmiyet sayesinde barışmışlardır. Gayet muharib olduklarından dini İslâmî az bir zamanda cihana tanıtmışlardır)

    Hazrec ile Evis Harise’nin oğulları, Harise Şalebe’nin oğlu, o da Amr Mezikiya’nın oğlu.
    (bu Amr denilen zat vaktında Yemen padişahlarından idi. Yemenin seylabı Arin denilen tufan belâsından kurtulmak için askeri ve akrabaları ile yemenden firar etmiştir)

  • Cenabı Hakk’ın Sure-i Sebe’de buyurduğu gibi:
    «Yemen Milleti peygamberlerine iman etmediklerinden paçavra yırtar gibi parçaladım. Nankör milletten başka kime ceza veririm» buyuruyor.

  • Bu Yemen milletinin kimi Aden’e, kimi Meskit tarafına, kimi İrak’a, kimi Suriye’ye, kimi Mekke’ye gittiler. Evis Hazrec kabileleri de Medine-i Münevvere’de ikamet edip Cenabı Peygambere en sadık Müslümanlardan oldular. (Her halde Medine-i Münevvere’ye hicretleri İslamiyet’ten bin seneden daha fazla olsa gerektir)

  • Bu Amr Mezikiya denilen zat Amr Ma’üssema’nın oğlu, Harisetülgıdrif’in oğlu, o da İmrülkays Bitrin oğlu, Salebetül Bühlül’ün oğlu, Mazi’nin oğlu, Üzdün oğlu, Gavs’in oğlu, Nept’in oğlu, Malikin oğlu, Zeyd’in oğlu, Kehlâ’nın oğlu, Sebe’in oğlu, (Bu Sebe’ Kur’an-ı Kerim’de Sebe’ suresinde kıssası tafsilen haber verilmiştir. Sebe’ şimdi İmam Yahya’nın memleketinde bir kıt’anın adıdır).

    Sebe’ de Yarub’un oğlu, Kahta’nın oğlu, Abir’in oğlu, Şalih’in oğlu, Erfahşe’din oğlu, Sam’in oğlu, Nuh Aleyhisselâm’ın oğlu (Nuh aleyhisselâm tufandan kurtulunca İrakta Babil civarında (80) Kişilik Pazarı denilen köyü imar ederek orada tevattun etmiştir. Bu (80) kişiden başka kimse tufandan kurtulmamıştır. Bunların üçü Nuh Aleyhisselâm’ın evlâtlarıdır. En büyüğü Yafes, ortancaları Ham, küçükleri Şam’dır. Peygamberanı izam ve Asiyayı Süğra ahalisinin ekseri Sam’in neslinden, Afrika ahalisi ve Hindistan Ham’ın neslinden, Şimal ahalisi de Yafes’in neslindendir).

    Nuh Aleyhisselâm Lamekin oğlu, Lamek Metuşlah’ın oğlu, Ohnuh’un oğlu, Yerd’in oğlu, Mehlai’nin oğlu, Kayin’in oğlu, Enuş’un oğlu, Şit Aleyhisselâm’ın oğlu, Adem aleyhisselâm’ın oğlu.

  • Ebu Eyyubu Ensari hazretlerinin Adem Aleyhisselâma kadar nesep silsilesini götürmüğümüze teaccüp etmiyelim. Tarihe ehemmiyet veren millet nesebini bilir. Ehemmiyet vermiyenler teaccüp ederler.

  • Bunları mutemet kitaplardan, İbni Kuteybe’nin, İbnü’l esirin tarihlerinden, Kutbiddin Hanefi’nin Mekke ve Semen Hudi’nin Medine tarihlerinden ve İbni Hişam’ın Siyerinden ve Kütübü Mukaddeselerden alınmıştır. Bütün insanlar Şit aleyhisselâmın ve Nuh Aleyhisselâmın üç evlatlarının nesillerindendir. Diğerlerinin nesilleri inkiraza uğramıştır.

    Adem Aleyhisselâm Şam’ın ilk memleketi sayılan Gazze şehrinde topraktan yaratılmıştır. Kıssası pek uzun olduğundan bahsimizi okşamaz. Halâ Adem Aleyhisselâm’ın toprağını yoğuran su Gazze şehri civarında belirsiz durur derler. Bilen den vardır.

  • Ebu Eyyubu Ensari Hazretleri (30) yaşlarına yakın sıralarda Hazreti Peygamberin (S.A.V.) bisetinin (12)nci senesinde Mekke-i Mükerreme’ye giderek Cenabı Peygambere (S.A.V.) iman getirmiştir. Hicretin ikinci senesinde şöhreti dünyayı tutan Bedir muharebesinde Cenabı Peygamber ile hazır olduğundan Ashabı Kiram’ın en büyüklerinden sayılır.

  • Hicret zamanında Cenabı Peygamberin devesi emri İlâhi olarak Ebu Eyyubu Ensari Hazretlerinin kapısı önünde çöktüğünden bu haneye (6) ay kadar misafir olmuştur. Misafirlerin çokluğu dolayısıyla Cenabı Peygamber evin alt katını istemiş ise de Ebu Eyyub’un yalvarmasıyla bir zaman sonra yukarı kata çıkmıştır. (6) ay sonra (20 . 30) metreye yakın mesafede Cenabı Peygamber kendilerine bir mescidi saadet ve hane bina ederek hane-i saadetlerine intikal etmişlerdir. Bu tarihten itibaren Cenabı Peygamber (10) sene sonra vefat etmiştir.

  • Ebu Eyyubu Ensari Cenabı Peygamberin vefatından (40) seneye yakın bir zaman yaşamıştır. Bir za-man sonra birçok borçlara müptelâ olduğundan Ammizadei Resul Abdullah İbni’l Abbas Hazretlerine Basrada misafir olunca Abdullah Hazretleri Cenabı Peygambere yaptığı hizmetlere mukabil evini boşaltarak Ebu Eyyub’e teslim etmiş ve bütün borçlarını ödemiştir.

  • Hicretin (50)nci senesinde ehli İslam’ın orduları İstanbul’u almak fikriyle Şam’dan hareket etmiş idi. Cenabı Peygamber Sallallahü Aleyhi Vessellem efendimiz: «İstanbul’u en evvel muhasara eden ordu Allah’ın mağfiretini kazanmıştır» buyurduğundan Ebu Eyyub Hazretleri bu orduya iltihak etmiştir.

  • Yollarda birçok muharebelerden sonra çekmiş olduğu hastalıktan vefat etmiştir. İstanbul kalesi altında gömülmesini vasiyyet ettiğinden İstanbul’a getirilmişlerdir. İzi belirsiz olsun için kumandan kabri şerifi atlara çiğnetti ise de düşman farkına vararak sebebini sormağa başladılar.

    Baş kumandan: «Bu mezar Hazreti Muhammed’in en sevgili esbabından birinin mezarıdır. Hakaret ederseniz ayinlerinizden hiç birini İslâm memleketlerinde yaptırmayız» dedi. Rumların Ebu Eyyubun mezarında dua ettiklerini naklederler.

  • Karaköy’deki Arap Camiini Ebu Eyyub’un ordusu yaptırmamıştır. Belki bu tarihten (40) sene sonra gelen Meslemetübnü Abdülmelik’in ordusu, bina etmiştir.

  • Ebu Eyyubu Ensari Hazretleri (800) sene belirsiz kaldıktan sonra Sultan Mehmet Fatih Hazretlerinin ordusundaki ruhaniler vasıtasıyla kabri bulunmuştur. Kendisi ile beraber (41) kadar eshab kale haricinde yatarlar. Onlardan biri de Ebu Şeybetül Hudri’dir. Hazreti Peygamberin sevgilisi Hz. Cabir bu orduda beraber idi. Kabri şerifi İskenderiye’dedir.

  • Garib hikâye: Ordu İstanbul’a hareket ederken Cabir Hz. attan inerek yayan yürüdü. Baş kumandan (binsene) dedi. Hz. Cabir «Atımı dinlendiriyorum, kendimi meşakkate alıştırıyorum, Cenabı Peygamberden işittim, bir insanın ayakları Allah yolunda tozlanırsa Cenabı Hak o adamı cehenneme haram eder» buyurdular. Kumandan ordunun izdihamlı yerine gelince bağırarak suali tekrar etti. Maksadı anlaşıldığından Cabir Hazretleri kuvvetli seda ile Hz. Peygamberden işittiğini tekrar söyledi. Ordunun hepsi bu acaip vak’a karşısında atlarından inmiş bulundular.

  • Ebu Eyyubu Ensari Hazretlerinin kabri şerifindeki kuvvei cazibesi hayreti muciptir. Kaidei umumiyeden sayılır; bir kabirde kuvvei cazibe oldu mu, ruhu o mezarı yokladığına hükmolunur. Büyükler mezarlarını boş bırakmazlar. Ekseri cuma günü ve cumanın yanındaki günlerde bulunurlar.

  • Maneviyatları sönük olanların vücutları çürüdükten sonra ruhları kabre gelmez. Eski mezarların çoğuna bunun için kıymet verilmez. Ebu Eyyub Hazretlerinin mezarı boş olmadığına birçok alâmetler vardır. Ezcümle ruhanilerin şehadetleri ve görüşüp konuştuklarını söyledikleri ve diğer Müslümanların pek acaip rüyaları da bunu ispat eder. Bu kabri şerifin cazibelerinden biri de ecnebileri teshir etmesidir.

  • Müslümanlarca şöhreti kadar Müslüman olmayanlarda da şöhreti vardır. Ebu Eyyubu Ensari camiinde bir ibadet başka yerdeki ibadetin iki aylığına bedeldir. Şefaati büyük olduğundan hüsnü niyet sahipleri orada tez ıslah olurlar.

  • Ebu Eyyubu Ensari Hazretlerinin Cenabı Peygamberden işittiği hadisi şeriflerden bizlere (150) si gelmiştir. Onlardan biri Cenabı Peygamber şöyle buyuruyor: «Bir insan «La ilâhe illallahü vahdehu la şerikeleh lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir» (10) defa derse İsmail Aleyhisselam’ın neslinden (4) kul azad etmiş gibi sevap alır» buyurmuştur. Bu hadisi şerifi Buhari ve emsalleri rivayet etmişlerdir.

  • Velhasıl ayda bir defa olsun bu kabri şerifi ziyaret etmek lâzımdır.

  •  Ebu Eyyub Ensari Hazretleri